28 Haziran 2012 Perşembe

Serinletici tatlar

Biraz stresli bir gün geçirdim bugün..6 ay önce çektirdiğim ultrasonumda ,küçük bir troid nodülü tespit edilmişti..Doktorumda 6 ay sonra  büyüyüp büyümiyeceğine bakalım dediğinden, bugün hastanedeydim..Korka korka gittim ..Hastaneleri hiç sevmiyorum ..Psikolojim bozuluyor resmen..Allahıma çok şükür ki hiçbir büyüme olmamış ..Halen aynı ebatlarda:)).. Nasıl rahatladım anlatamam:))Sabah oluşan stresimi atmak için önce anneme, ordanda Marmara foruma uğradım..Biraz dolandım mutluğumu dahada mutlu kılmak için L'era Fresca'dan dondurmamı alıp evime geldim:))İşte mutluluk:)))Ben en çok damla sakızlı çeşidini seviyorum ama bugün nedense, son zamanlarda çok yediğim için Limon, Böğürtlen ve Bitter çikolatalı aldım:))


Bu firmanın dondurmalarının tadına baktınızmı bilmiyorum..Biz 1 yıldır sadece burdan dondurma yiyoruz..Bakkal ve marketlerde satılan, içlerinde fruktoz ve glikoz şurupları bulunan ,krema gibi olan o dondurmaları tüketmiyoruz..Bu dondurmaların içinde koruyucu katkı maddesi,fruktoz ve glikoz şurubu yok..Gerçek meyve,süt  ve şekerle yapıldığını,yediğinizde  sizde farkedeceksiniz..Yemediyseniz muhakkak deneyin diyorum ama sanırım sadece İstanbulda şubeleri var..
Dondurma önerim İstanbulda yaşayan blog arkadaşlarıma olsun:))

27 Haziran 2012 Çarşamba

pofuduk poğaça

Mecbur kalmadıkça dışarıdan poğaça ve açma tarzı ürünler alıp yemiyorum..Bir dr.dan duyduğuma göre, pastanelerden alınan poğaça ve açmaların yumuşak olmasının sebebi çok fazla yağ kullanılmasıymış..Doğumgünü soframdada bulunan poğçamın, yumuşak olmasının sebebiyse sadece maya:))O yüzden gönül rahatlığıyla yiyebiliyorum..


POFUDUK POĞAÇA

1 küp yaş maya
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
1/2 su bardağı sıvıyağı
(Ben zeytinyağı kullandım)
1 yumurta akı
1 tatlı kaşığı tuz
3 yemek kaşığı şeker
Alabildiği kadar un


İç malzemesi

Beyaz peynir
Maydanoz
Dereotu

Üzeri için
1 yumurta sarısı
çörekotu
susam

Yapılışı: Derin bir kabın içine ılık sütü ve şekeri koyup, yaş mayayı eritin..Üzerine diğer hamur malzemelerini ve unu yavaş yavaş ekleyerek,ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun..Yoğurulan hamurun üzerine ,nemli bir bez örterek 20 dk.mayalanması için bekletin.
Mayalanan hamurdan, yumurta büyüklüğünde parçalar kopararak, elinizle açın ..İçine, hazırladığınız peynirli iç harcı koyup kapatın..Elinizle yuvarladığınız poğaçaları ,yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin..
Üzerlerine çörekotu ve susam serperek 160 dereceli fırında üzerleri kızarana kadar pişirin..Fırından çıkan poğaçaları temiz bir mutfak beziyle sararak 10 dk.dinlendirin..Buharla poğaçalar daha çok yumuşuyor..



26 Haziran 2012 Salı

tavuklu börek

Tavuklu börek, annemin meşhur böreğidir...Evlenmeden önce sadece bir kere denediğim annemin bu böreğine, misafirlerim gelmeden önce istek yaptıkları için evlendikten sonra çok yapar oldum ..Kardeşimin doğum gününde de misafirlerimin bu böreği çok sevdiğini bildiğimden soframda yerini aldı..Hem kolay hem lezzetli bu böreğin tarifini sizlerle paylaşıyorum.. Umarım sizde bizim kadar seversiniz :)


Tavuklu Börek

4 adet yufka
2 Yemek kaşığı margarin
1,5 bardak süt
1 yumurta
2 Yemek kaşığı zeytinyağı 

İç harcı

3 adet tavuk göğüs
1/2 çay kaşığı karabiber
tuz

Üzeri için
Galete Unu

Yapılışı:Önce tavuk göğüsleri tuzlu suda haşlanır..Haşlanıp soğuyan tavuk etleri, rondoda büyük parça kalmıycak şekilde kıyılarak toz haline getirilir...Karabiber ve gerekirse tuz eklenerek iç harcı hazır hale gelir..
Margarin eritilip , üzerine süt yumurta ve zeytinyağıda eklenerek çırpılır..
Düz bir zemine önce bir yufka serilir..Üzerine hazırlanan sütlü karışım sürülür ve ikinci yufkada üzerine serilir..Hazırlanan iki katlı yufka üçgen şeklinde 12 parçaya bölünür..
Her parçaya 1,5 yemek kaşığı tavuklu harçtan konularak sıkı olmayacak şekilde sarılır..Bu işlem diğer iki yufkayada uygulandıktan sonra böreklerimiz mümkünse 5-6 saat buzdolabında dinlendirilir..Dolaptan çıkardığımız böreklerin heryeri ıslanacak şekilde önce sütlü  karışımdan kalan sosa ,ardındanda üst kısmı galete ununa bulanarak yağlı kağıt serili tepsiye dizilir..180 dereceli fırında üstü kızarana kadar pişirilir..

Not:Börekleri buladığımız kalan sütlü harç az gelirse süt ekleyerek çoğaltabiliriz..

Savaşa bende hayır diyorum!!

Arkadaşımızın bu güzel uyandırma postunu okuyarak bilgilenmenizi istiyorum..

http://asortik-krep.blogspot.com/2012/06/savasa-hayir.html

25 Haziran 2012 Pazartesi

Şeftali Tatlısı

Bu kurabiyeli tatlıyı, Kanal D de yayınlanan mutfağım programında sanş eseri gördüm ..İyikide görmüşüm..Hatta sonra başka bir arkadaşımızın bloğunda da gördüm bu tarifi ama şuan kimde gördüğümü hatırlayamıyorum..İlk kez yapmakta kardeşimin doğumgününe kısmet oldu..Ben  muhallebilerini fazla koymuşum..Televizyondan aklımda öyle kalmış..Bu yüzden benimkiler tombik tombik oldular ama yinede çok beğenildi ve afiyetle yenildi...:)) Artık daha güzel görüntülüsü birdahaki sefere :))


 ŞEFTALİ TATLISI


Kurabiyesi

2 Yumurta
1 Paket margarin
1 Su bardaği toz şeker
1 kahve fincanı sıvı yağ
1/2 paket kabartma tozu
Alabildiği kadar un


Muhallebisi

Yarım litre Süt
50 gr margarin (Tarifte var ama ben kullanmadım)
6 Yemek kaşığı un
6 Yemek kaşığı toz şeker


Süslemek için

1 Çay bardağı Şeftali suyu
1/2 Çay kaşığı kırmızı gıda boyası
Taze nane
4 Yemek kaşığı toz şeker

Yapılışı: Kurabiye hamuru malzemeleri yoğurularak ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde edin.Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayarak, yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin..Önceden ısıtılmış 200 dereceli fırında üzeri hafif kızarana kadar pişirin..Daha sonra muhallebi malzemelerini karıştırarak ocakta pişirin ..Oldukça koyu bir kıvam olucak..Ayrı bir yerdede şeftali suyu ve gıda boyasını karıştırın..
İlk önce kurabiyelerin alt kısımlarını çay kaşığıyla biraz oyun..İki kurabiyeyi, oyuk kısımları birbirine bakacak şekilde aralarına muhallebi doldurarak birleştirin.. Birleştirilen kurabiyelerin dış kısımlarına hazırladığınız gıda boyalı karışımı sürün ve toz şekere bulayın..Üzerine nane yaprağıda koyduğunuzda tatlınız bitmiş demektir.Afiyet olsun:))

24 Haziran 2012 Pazar

burcumun doğumgünü

22 haziran cuma günü kardeşimin doğumgünüydü.
Akşamları iş çıkışı istanbulda trafik kilit olduğundan c.tesi günü daha rahat olur diye kuzenlerede söyler fasıla gideriz dedik..C.tesi günüde herkesin planı uymayınca biz 4 kişilik fasıl rezervasyonumuzu yaptık..Ama ben kardeşime doğduğu gün süpriz yapmadan duramam:) O akşam için güzel bir plan yaptım..3 gün önce kardeşimi aradım.. Annem cuma gündüz bize gelecek, sende akşam gelirsin birlikte dönersiniz dedim.. Olur dedi..İzinde ve evi yakın olan kuzenlerimizede haber verdikten sonra mutfak hazırlıklarına başladım..



Cuma akşamı yemeklerimi hazırlayıp soframı kurdum ve misafirlerimi beklemeye başladım..Menüde neler mi var??
*Tavuklu Börek
*Pofuduk Poğaça
*Yeşil Mercimekli Kısır
*Amerikan Salatası
*Yalancı Şeftali Tatlısı
(Tarifler birdahaki postumda ..)

İlk kardeşimin nişanlısı geldi sonra kardeşim Burcu:)) Hani annem dedi, yok dedim :)) Sofrayı görüncede şaşırdı ,neler planlıyorsun dedi.. Bekle ve  gör dedim:)) Bekle bekle kuzenler gelmedi..Teyzemin oğlu Asya yakasından geliyor.. Saat 5 te yola çıkmıştı ..Bizim buraya bahçelievlere ,bitmiş bir şekilde saat8 de geldi ..İstanbulda biryerden biryere gitmek artık imkansız hale geldi ..Şimdi birde Haliç ve Fatih  Sultan Mehmet köprüsü onarıma girince , trafik çilesini hiç sormayın..Neyse sonunda yeni evli teyze oğlumuz eşiyle ,ardından da halamızın kızı geldi:))Tabi Burcu onları karşısında görünce çok sevindi..
Oturduk bir güzel karnımızı doyurduk, bol bol çocukluklarımızı ve yaşadığımız komik olayları anlatıp gülerek güzel bir gece geçirdik..





Dünde Beyoğlundaydık..Rezervasyon yaptığımız restoran Beyoğlundaydı.ve bizde epeydir oraya gitmediğimizden ,erken gidip biraz dolaştıktan sonra fasıl mekanına (Pera Teras Restoran)gittik..Daha öncede fasıla gittik ama burda çok eğlendim bütün kurtlarımızı döktük:))Dansöz bile çıkıyor hemde fasıl programı uzun olup (8:30 -1:00 arası)güzel şarkılar söyleyip çalıyorlar..Biz bahçe kısmında oturduğumuz içinde gecenin serinliğiyle fasıl bittikten sonra bile oturmamıza devam ettik..Birde o saatte, hala azalmayan trafikten sonra evimize döndüğümüzde saat sabahın üçüydü..



Canım kardeşim iyiki doğdu, iyiki hayatımda umarım bu geçirdiği iki gün gibi, tüm ömrüde sağlıkla ,huzurla ,sevdikleriyle  gülerek geçer..

21 Haziran 2012 Perşembe

2012 HAZİRAN ÇEKİLİŞLERİ

Blog sahibi bir arkadaşımızın düzenlediği çekilişe katılıp ,bu ürünlere sahip olmak isteyenler buraya tık tık







Başka bir blog arkadaşımızın güzel ürünlerine sahip olmak için, çekilişe katılıp şansını denemek isteyenler buraya tık tık







Bir çekiliş daha:)ürünlere sahip olmak için tık tık




19 Haziran 2012 Salı

Zeytinyağlı Semizotu

Yaz gelsede artık yesek diye sabırsızlıkla beklediğim ve en sevdiğim sebzelerden biridir semizotu..Her hafta ya zeytinyağlı yemeğini yada salatalarından birini muhakkak yaparım..Hem lezzetli,hem çok faydalı..

Gelelim Faydalarına :)
*Semizotunun içerdiği omega 3 doymamış yağlar,balıklarınkiyle kıyaslanabilecek düzeydeymiş..
*Kanama hastalıklarında ve peklitte (kabızlıkta)çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar ,
*Bol idrar söktürdüğünü
*Kanı , üre ve benzeri pisliklerden temizlediğini
*Sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirdiğini
*Dalak tembelliğini ve tıkanıklığını giderdiğini
*Böbrekteki kum ve taşı döktüğünü bildiriyor..



Malzemeler
1 Kilo semizotu (Ben kökleri kesilmiş olarak aldığim için kiloyla aldım..Sanırım 2 demete denk geliyor..)
1 büyük soğan
2 yemek kaşığı bulgur
1 yemek kaşığı salça
1 su bardağı su
1 tatlı kaşığı tuz
4 yemek kaşığı zeytinyağı

Yapılışı : Küp küp doğranmış soğanı ,bulguru,salçayı ve yıkanıp süzüldükten sonra küçük küçük doğranmış semizotlarını tencereye koyup, orta ateşte senene kadar bekleyelim..(Arada karıştırarak)..Sonra üzerine suyunu ve tuzunu koyup 15 dk kısık ateşte pişirin..Biraz ılındıktan sonra zeytinyağını üzerine dökün ve karıştırın..Eskiden zeytinyağında soğanları kavurarak yapardım ama zeytinyağının ısınmasının sağlığa zararlı olduğunu duyduğumdan beri zeytinyağını sonradan ekliyorum ..Arzuya göre üzerine yoğurtta koyulabilir..

17 Haziran 2012 Pazar

Baba..iyiki varsın..



Hayatımda aşık olduğum iki erkek var ..Biri babam ,biri eşim..Küçükken; ayaklarımın yorulmasına asla müsade etmeyen, hemen omuzlarına veya kucağına alan ;banyoda hırsız var baba diyip, hergece defalarca hiç şikayet etmeden kalkıp bana korkmamam gerektiğini anlatan ve bana sıkıca sarılan canım babam ilk aşkım.Anneme küçükken sen git ben evlenicem babamla dermişim hep..O günlerden beri hala  aşığım babama...Bunları yazarken bile babama hissettiklerim ,çocukluğumdan bugüne kadar  yaşadıklarım, gözlerimi dolduruyor ..Onun gibi bir babaya sahip olduğum için ,yanımızda olduğu için ve bize hala sıkıca sarıldığı için Allahıma herzaman şükrediyorum ..
İkinci aşkımda , canım eşim.. Henüz bir çocuğumuz olmasada, bana mükemmel bir eş olan eşiminde ,babam gibi harika  bir baba olacağından  hiç şüphem yok  ..Önce kendi babamın , eşimin ve tanıdığım günden beri benden ilgi ve sevgisini hiç esirgemeyen kayınpederimin ,sonra tüm babaların babalar gününü kutluyorum..Onlarla geçirceğimiz her anın ne kadar özel olduğunu biliyorum..
İyiki varlar..

16 Haziran 2012 Cumartesi

Keçe paketi

Blog sahibi bir arkadaşımızın düzenlediği, içinde güzel keçelerin olduğu malzeme paketi çekilişine katılmak isteyenler ,buraya tık tık


Hayırlı Kandiller


Semanın kapılarının açılıp,rahmetin sağanak sağanak yağdığı bu günde,düşen damlaların sizi ailece sırılsıklam ettiği,tüm dualarınızın kabul olduğu hayırlı kandiller diliyorum..

14 Haziran 2012 Perşembe

Çilekli tiramisu

Eşim birkaç gündür benden tiramisu istiyordu..Bende dün yapıyım dedim..Evde biraz çilekte vardı..İçine çilekte koydup , 4 katlı bir tiramisu yaptım..Bol bol yiyelim diye:)) Eşimin çok hoşuna gitti:)





TİRAMİSU

2 paket kakoulu hazır pasta keki

Muhallebisi

1 lt süt
1 yumurta sarısı
5 yemek kaşığı un (tepeleme)
7 Yemek kaşığı şeker
 (Ben 7 kaşık akçaağaç şurubu kullandım)
400 gr labne peyniri (2 paket)

Islatmak için

1,5 su bardağı su
1 yemek kaşığı nescafe
1 yemek kaşığı şeker (tepeleme)
(Ben 1 kaşık akçaağaç şurubu kullandım)

Üzeri için

 1 yemek kaşığı kakao

Yapılışı : Labne peyniri hariç tüm muhallebi malzemelerini ocakta pişirin..Ben tel çırpıcıyla karıştırdığım için topak olmuyor ama olursa mikserle pürüssüz olana kadar çırpın..Muhallebinin soğuması için bekleyin..Soğuduktan sonra labne peynirini ekleyip karıştırın...

Islatmak için kullanıcağımız malzemeleri karıştırıp ,keklerin üstlerini ıslatın..bir kat kek bir kat muhallebi olarak 4 katı tamamlayın ..En üste kakao serpip, buzdolabına kaldırın..4-5 saat bekledikten sonra servis yapın..(Mümkünse 1 gece beklesin)
Afiyet olsun..


12 Haziran 2012 Salı

Madonna Konser

Kuzenimin kınası, düğünü ,konser,dışarda halletmem gereken işler derken geçen haftadan beri bir türlü yazmak için fırsat bulamadım..

Geçen perşembe akşamı ,eşimin ve benim hayranı olduğumuz Madonna'nın konserine gittik..Madonna ,İstanbul'a 19 yıl önce gelmiş  ,birdaha gelirmi bilemediğimizden bu konseri kaçırmak istemedik..3ay önce biletlerimizi aldık..Biletler cuma günü satışa çıkmıştı ve biz c.tesi sabah biletixe gittiğimizde sanki bedava dağıtılıyomuş gibi biletlerin bitmek üzere olduğunu gördük.165 TL 'lik biletler kalmıştı sadece...Kalan yerlerden ,bizim için en uygun olanını seçip biletlerimizi aldık..O akşam eşimle istinye parkta buluşup konserin olacağı TT Arena Stadına gittik..55 bin kişinin katılacağı konserde ,stadın tam karşısında bulunan tek çıkışlı otoparka arabımızı park etmek istemedik..Stadın arkasında bulunan sitenin sokaklarından birine park ettik..Stada doğru yürüdük..





Eşim fanatik galatasaraylı bense babadan kalma beşiktaşlıyım:))eşimle daha önce galatasaray maçlarına gitmiştim ama bu stada ilk kez gittim.. Madonna'nın konserine kısmetmiş:))Biletlerimizde profesyonel fotoğraf makinası ve kamera götürmek yasak olduğu yazdığından ,telefonlarımızla çekeriz dedik..İlk girişte bizim önümüzdeki gruptada ,bir makina vardı ve onları geri çevirdiler ..İyiki bizde getirmemişiz dedik..Ama stada girdiğimizde bir sürü insanda, profesyonel fotoğraf makinası görünce şaşırdık..




Konser 45 dk. rötarlı ,22:15 te başladı..Konser alanına girişler ,saat 5:30 da başlamıştı ve büyük ihtimalle sahanın içinde, sahnenin en önünde bekleyenler 5 saattir ayakta dikiliyorlardı..Yazık dedim ayakları ağrımıştır ama keşke bizde tribünden değil, sahadan izleseydik konseri dedik..Hüsrana uğradık resmen..Çok kötü bir ses sistemi vardı..Şarkıları duyamadık , konuşmalarını anlayamadık ..Biz hangi şarkının söylendiğini anlayana kadar şarkının yarısı geçiyordu..Sesleri çok iyi anlayamasakta ,şov muhteşemdi ,ışık , görsellik harikaydı ..






Tribünde oturanlardan, konserin yarısında konserden ayrılanlar oldu..Sonradan okudum ki ,maçlarda yapılan tezahüratlar daha güçlü duyulması için , stad ona göre yapılmış ..Bu yüzdende bize ses boğuk ve anlaşılmaz olarak gelmiş ..Sebebi bumu gerçekten bilemiyorum ama keşke bunu daha önceden bilseydik..Sahada olanlar inanılmaz eğlendiler .Eşim 19 yıl önceki konsere gitmiş ve o konserin daha iyi olduğunu söyledi..Ama performansından dolayı , madonnaya hayranlığımız bu konserden sonra dahada arttı...1 saat 45 dakika hiç durmadan , efor sarfeden hareketlerle dans eden ,53 yaşında bir kadın daha ne söylenebilirki..
Konser bittiğinde hızlıca aşağıya indik .Çünkü stad çıkışları metro girişinin yanındaydı ve orada izdiham olucaktı..Neyseki biz okadar izdihama yakalanmadık..Ama metroya binecek insanlara Allah kolaylık versin dedik ..

metro girişi

 Arabamızıda otoparka bırakmadığımızdan ,arka sokaklardan caddeye çıktık ve evimize döndük..Birdaha TT Arenada konsere gidermiyim bilemiyorum ama gidersem kesinlikle tribünden  değil, ayaktada olsak saha içinden alırım ..Bu bize tecrübe oldu...

Çok güzel kareler yakalamış olan Bülent Bayrak'ın güzel resimlerinden bazılarını sizinle paylaşmak istedim.








Benim çok sevdiğim ,konserin kapanış şarkısını burdan izleyebilirsiniz..








7 Haziran 2012 Perşembe

kitaplarımm

Taptaze kitapların kokusu beni herzaman mest ettiğinden kitapçılara girdiğimde ,dükkandan kolay kolay çıkmam.:))Bayılırım hangi kitaplar yeni çıkmış, nasıl kitaplarmış diye incelemeye..



Kendime aldığım ve bana gelen en değerli hediyeler olarak görürüm kitaplarımı..Kitap kendimi unutturur bana..Antidepresan etkisi yapar:)) İnanılmaz rahatlatır beni...Bazen öyle sürüklenirimki 2 gün almaz bitmeleri ,bazende haftalarca elimde sürüklenir..Ama elimin altında okuduğum hep bir kitabım vardır muhakkak..Bunlarda en son okuduklarımdan önerebilceğim kitaplarım..(Bu kitaplar arasında Küçük Mucizeler Dükkanı ve Bir Yumak Mutluluk eksik .. Onlar şuan annem tarafından okunuyorlar)
Bol okumalı günlere...

5 Haziran 2012 Salı

Muhallebili Kadayıf

Sütlü tatlılar benim vazgeçilmezimdir..Yapmasınıda yemesinide çok severim..Son zamanlarda sık sık Muhallebili Kadayıf yapar oldum..Biraz uğraştıcı ama çok hafif ve tadı çok güzell..





Muhallebisi

1 kilo süt
3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı nişasta
1,5 su bardağı şeker
1 yemek kaşığı margarin
1 su bardağı süt
1 paket krem şanti

Kadayıf Harcı  

300 gr kadayıf
1,5 su bardağı doğranmış ceviz
1 yemek kaşığı margarin

Yapılışı: 1 Su bardağı sütle, krem şantiyi koyulaşana kadar çırpıp ,buzdolabına kaldırın.. Daha sonra diğer muhallebi malzemelerini pişirin ve soğumaya bırakın... Büyük bir teflon tavada yada teflon tencerede , kırılmış kadayıfları terayağında rengı değişene kadar kavurun..En son içine cevizleride ekleyip, biraz daha kavurun..(Kadayıfların kolay kırılması için 1-2 saat derin dondurucuda bekletin)

Soğumuş olan muhallebi ve kremşantiyi mikserle karıştırın..
Dikdörtgen bir borcama ,önce kavrulmuş kadayıfın yarısını serin..Sonra üzerine muhallebinin yarısını güzelce yayın.. Üstte muhallebi olucak şekilde bu işlemi birkez daha tekrarlayıp, tatlınızı buzdolabına kaldırın..Birkaç saat beklettikten sonra servise hazırdır:))

4 Haziran 2012 Pazartesi

Osman Kaptanın Mutfağı:)


2 Hafta önce pazar günü eşim , annem , babam , kayınvaldem , kayınpederim , kızkardeşim , nişanlısı , kuzenim kısacası maaile yola çıktık..:))Rotamız ; 1 hafta önce açılış yapan ama bizim gidemediğimiz,Çatalca Karamandere Köyündeki eniştemin köfteci dükkanı:))

İstanbul'dan Çatalca yarım saat (tabi trafik yoksa), Çatalca'dan Karamandere Köyü de 1 saat kadar sürüyo..Karamandere Köyü Kastro Yalıköy civarında yani Karadeniz kıyılarına çok yakın olduğu için heryer yemyeşil..Yol kenarları böğürtlen, ısırgan otu ve kekik dolu ..Tabi sizde bizim gibi sık sık durup böğürtlen yemek isterseniz yolunuz bayağı uzun sürebilir:))

Köyün girişinde bulunan ,altından derenin aktığı bir köprüden geçip,köyün meydanına vardık.."Osman Kaptanın Mutfağı"tam karşımızda duruyordu..hemen içeri girdik :))Haber vermeden gittiğimizden enişteme süpriz oldu:))











kahveler bizden:))









Karnımız çok aç olduğu için ,köfte ve sucuklarımız hemen ızgaraya konuldu..Dükkanda köftenin dışında başka seçeneklerde var. Izgarada sucuk , tavuk , balık , sulu yemek ,manda yoğurdu, tatlı , çeşit çeşit peynirden  ve içinde zeytin reçelinin bile olduğu değişik reçellerden oluşan köy kahvaltısıda var..

Üstü güzel kızarmış ,içi sulu ve yediğinizde ağzınızda yağ tabakası oluşturmayan yedikçe yiyesiniz gelen köfteleri çok beğendik..Sucuklarda köfteler gibi el yapımı olup fabrikasyon olmadığından çok lezzetliydi..Üzerine köpüklü kahvelerimizi , çaylarımızı da içip yürüye yürüye köyü dolaşalım dedik..



























Yeşillikler içinde heryerde derelerin , pirinç tarlalarının olduğu güllerle , papatyalarla ve ismini bilmediğim başka çiçeklerle dolu küçük şirin bir köy..Köy meydanında insanların bidonlarla geldiği veya bakkalda satılan damacaları alarak içme suyu doldurduğu çeşme , fırın , kahve , bakkal , cami , köfteci hepsi bukadar ..

Köyde eniştemin anne ve babasıda yaşıyor onlarıda ziyaret ettik..Dere kenarında ama yüksekte , çok güzel bahçesi olan tek katlı bir ev..Horozları , tavukları , civcivleri , tokat tavukları , güvercinleri türünü bilmediğim başka kuşları var..Bir sürü meyve ağacı var çilek , pepino , kivi bile var..yeşilliklerde ekilmiş harika bir bahçe..


tokat tokat diye öttüğünden biz tokat tavuğu deriz:))






























Bahçede asılı bir testi vardı yanından geçerken değişik sesler geldiğini farkettik..İçine bakalım dedik ama karanlık olduğu için göremedik bizde hemen fotoğrafını çektik..İçinde küçücük bir kuş yavrusu:))Nasılda girmiş oraya hayret ettik..

Yaşlılarımızıda ziyaret ettikten sonra Osman Kaptanın Mutfağına geri döndük ..Eniştemden manda yoğurtlarımızı , fırındanda köy ekmeklerimizi alıp evimize doğru yola koyulduk..

Eğer sizde birgün Çatalca yada Yalıköy civarına gelirseniz Osman Kaptanın mutfağına uğramadan geçmeyin derim:))Çok sevdiğim eniştemin köfteleri diye demiyorum ama gerçekten çok lezzetliler...