19 Kasım 2013 Salı

Mantarlı kiş ve bitmek bilmeyen tadilat..

Merhaba canım dostlarım..
Uzun zamandır bir varmış bir yokmuş misali bir görünüp bir kayboluyorum, ama malumunuz daha önceki postumda yazdığım gibi evde tadilat işlerimiz vardı..Sıkıntılı bir dönem geçirdim birde istediğim gibi olmadı..Yaptırmaya karar verdiğim firmayla tarihlerde anlaşamayınca, birde önümüzde bayram olunca büyük tadilata girişmeyelim 2 odayı değiştirecektik onları halledelim ,asıl tadilatı bahara yaptırırız dedik ..Boyacılarla anlaştık.Mobilyalarımızı değiştirceğimiz için onlarla da anlaştık ama gel gelelim o iki oda bir türlü bitmedi ..Bukadar mı aksi gider bir iş..3 hafta sürermi iki odanın boyanması deli ettiler beni.Boya bitti mobilyalarda sorun çıktı..1,5 aydır duvar ünitemin kapaklarını yapıp getiremediler..Getiriyorlar yok çizik yok rengi farklı ,hala kapaksızım siz düşünün ..C.tesi günü yine getirdiler yine birinin renk tonu farklı biri çizik..O kapakları öyle kabul etmiyorum diye birde ben memnuniyetsiz oluyorum..Başkası olsa çoktan kabul etmişti diyorlar ..Ben ikinci el mi mobilya alıyorum, siz sıfır araba almaya gittiğinizde bir kapısının rengi farklımı alıyorusunuz deyince susuyorlar..Bu insanları anlamak mümkün değil nasıl ustalar bilmiyorum .. Ucuz yaptırsam uyduruk firmalara gitsem diyicemki ucuz etin yahnisi bukadar oluyor ama hem bir dünya para verip hemde istediğin gibi olmayınca üzülüyor insan..Ne sabır kaldı bende ne heves..O büyük tadilatı bahara nasıl yaptırırım bilmiyorum..Gerçekten ustalarla, insanlarla ugraşmak çok zormuş..
Birde bu arada kardeşimin evine hırsız girdi..Bizde moraller iyice bozuldu..Şimdi taşınıcaklar benim evime yakın ev bakıyoruz .. Yakın oturalım diyoruz.. Yani durumlar böyle dostlarım..
 
 


 
Bu pazar 2-3 aydır görüşemediğim kuzenlerimi ağırladım..İlaç gibi geldiler.. Güldük, eğlendik ,oyunlar oynadık..Moralimiz birazda olsa yerine geldi .. O gün menümde midye börek,buğday salatası , vişneli çikolatalı kedidilli pasta ve Reyhan kokolu mutfağım bloğunun sahibi sevgili Sehrinazcığımın meşhur mantarlı kişi vardı..İlk kez denediğim mantarlı kişe biz bayıldık..Sizde bu lezzeti muhakkak tadın diye tarifini paylaşmak istedim..Menümdeki diğer lezzetlerin tarifleride önümüzdeki postumda olucak..
 
 
 
MANTARLI KİŞ
 
Malzemeler
 
Tabanı için
150 gr. tereyağ ( oda ısısında )
1 yumurta
2 çorba kaşığı yoğurt
1 paket kabartma tozu
2,5-3 su bardağı un
tuz
 
 
Üzeri için
500 gr. mantar
2 adet kuru soğan (piyazlık dogranmış)
1 adet kırmızı biber (doğranmış)
3 adet yeşil biber (doğranmış)
3 çorba kaşığı sıvıyağ
tuz
kekik
 
En üst kat için
1 küçük paket krema (200 ml.)
1 yumurta
1 su bardağı kaşar rendesi

Yapılışı: Öncelikle taban hamurunu hazırlamak için malzemeler bir kaba alınıp, ele yapışmayacak ve de çok sert olmayacak bir hamur elde edilir. Hamur yağlı kağıt serilmiş kelepçeli kalıba döşenir. 180 dereceli fırında üzeri kızarana kadar pişirilir. Kuru soğan ve biberler bir tavaya alınıp sıvıyağda kavrlur. İçerisine mantarlar eklenip suyunu çekene kadar kavrulmaya devam edilir. Tuz ve kekik eklenip ocaktan alınarak pişen hamurun üzerine yerleştirilir. Krema, yumurta ile çırpılıp içerisine kaşar eklenip karıştırılarak mantarın üzerine dökülür. Fırında üzeri kızarana kadar bekletilip ılık olarak servis yapılır...
 
Afiyet olsun:))
 
 

18 Eylül 2013 Çarşamba

Deryayla keyifli bir gün & baklavalık yufkadan tavuklu muska böreği

Epeydir göremediğim için özlediğim Hayat Paylaştıkça Güzel bloğunun sahibi canım dostum Deryacımla sonunda geçen hafta görüştük..Efe okula başlayacağı için izinliydi ve bizde bu fırsatı değerlendirelim dedik..Malum uzun zamandır görüşemediğimiz için konuşucaklarımız birikmişti .. :))
Deryayla zaman geçirmekten sohbet etmekten okadar çok keyif alıyorum ki zaman nasıl geçiyor anlamıyorum..Bloğum sayesinde hayatıma giren canım Deryacım iyiki bloğumu açmışımda seni tanımışım..
O gün çayın yanına; makarna salatası,peynirli poğaça,fındık aromalı kek,baklavalık yufkadan tavuklu muska böreği ve çilekli ,kedidilli, damla sakızlı sütlü tatlı yaptım..
 
 
 
 
 
 
 
Böreği ilk kez yaptım ..Tarifini Nurlu Mutfakta bloğunun sahibi Nurşen Ablamdan aldım..Biz çok beğendik..Hem çok kolay, hem çok lezzetli, çıtır çıtır bir börek ..Sohbete dalınca böreklerimi fırında unuttum :)Bu yüzden biraz fazla kızardılar ama yinede çok güzeldi..:))
 
Baklavalık Yufkadan Tavuklu  Muska Böreği
 
Malzemeler
2 adet haşlanmış tavuk gögsü
tuz
karabiler
18 adet Baklavalık yufka
50 gr.tereyağ
1 çay bardağı sıvı yağ
üzeri için yumurta sarısı
 
Yapılışı:İç harcı için tavuk göğüslerini büyük parça kalmayacak şekilde rondoda kıyın ..Arzu ettiğiniz kadar tuz ve karabiber ekleyip iç harcı bitirin..Tereyağını eritip sıvı yağ ile karıştırın..Baklava yufkalarını üçer üçer ayırın..Üçlü parçaların hep bir katını fırçayla yağlayıp boylamasına 4 uzun parçaya bölün..Her parçanın alt kısmına iç harçtan koyup muska şeklinde sarın.. Böreklerin üzerini önce fırçayla yağlayıp sonrada yumurta sarısı sürün ve 170 dereceli fırında kızarana kadar pişirin ..Sıcak olarak servis edin..
Afiyet olsun:))
 
 

9 Eylül 2013 Pazartesi

Tadilat koşturmaları ve kışlık hazırlıklar

Sevgili dostlar bu aralar kafam bir dünya ..Evde tadilat yapmaya niyetlendik ve koşturmalarına başladık.Ama daha tadilata başlamadan yoruldum..Ustalarla ayrı ayrı uğraşmamak için mimarlık ve evde her türlü tadilatı yapan firmalarla görüşüyoruz .Hepsinden fiyat alıyoruz ,referanslarını inceliyoruz, evde değişiklik yapacağımız ürünlerle ilgili bilgiler toplamaya çalışıyoruz ..Ne zormuş ne kadar stresliymiş bu işler..Evime ilk taşındığımda , mutfağımın su tesisatı 10 gün sonra patlayıp duvarım kırıldığı için, iyi işçilik olması ilk şartım tabi ama birde bütçe var..Bazı firmaların fiyatları dudak uçuklatıcı. Sadece banyo işçiliği için onbin isteyenler var..Daha bunun fayansı, dolabı ,küveti derken yirmibine çıkıcak sanırım sadece banyo..Fiyatı duyunca şoka uğradım ve adama cevap veremedim :))Bu hafta sonu kesin kararımızı verip bir firmayla anlaşıp artık tadilata başlıycaz kısmetse..Evde eşyayla nasıl başlayıp biticek bu tadilat hiç bilmiyorum, çok zor olucak..20 gün sürer diyolar..O 20 gün nasıl geçicek bilmiyorum..Biran önce başlasın ve bitsin istiyorum..

Tabi bu koşturmalardan ,kışlık hiçbir şey hazırlayamamıştım..Sağolsun benim yerime annem ve kayınvaldem hazırlıyorlar ama bugün hiçbirşey yapmayıp tüm zamanımı mutfakta geçirdim..Biberlerimi közledim ,domateslerimi kaynattım ,araya birde şeftali reçeli sıkıştırdım.. Kışın çok iyi geliyor biberler domatesler ,o yüzden tadilat başlamadan bir kere daha yapabilirsem ne mutlu bana...Allah yaptıklarımızı ağız tadıyla yemeyi nasip etsin..
Herkese bol gülümseli güzel bir hafta diliyorum..

6 Ağustos 2013 Salı

Sihirli kek & yazlık & iyi bayramlar


Bu sene eşimin iş yoğunlğu nedeniyle kıştan planladığımız tatilimizi son üç gün kala iptal ettirdik :((
Biraz üzüldüm ama elden ne gelir ..Bende hemen yazlığa kayınvaldemlerin yanına kaçtım 3 haftadır ordaydım. Minik bir bahçemiz var .Kayınvalidem ve kayınpederim azda olsa birşeyler yetiştiriyorlar.Sabah uyandığımda onların büyüyüp büyümediklerine bakmak, domatesimi biberimi dalından koparmak beni inanılmaz mutlu ediyor..Orayı seviyorum..

reyhan

 
 

 



aloe vera
 



kayınvalidemin yaptığı amigurumi bebekler
 
Ordayken ,bol bol kitap okudum ,yürüyüşler yaptım ,dinlendim ve bir ikide yeni tarif denedim :))
Bu lezzetli tarifi sevgili muhabbet sofrasında görmüştüm ve ilk fırsattada denemek istedim..Hem kolay, hem çok lezzetli, çikolatalı sufle kıvamında çok güzel bir tarif..



Malzemeler
 
110 gr tereyağ
600 ml süt
3 kaşık kakao
1 su bardağı un
3 yumurta
2 damla elma sirkesi
2 çay bardağı şeker
1 pk.vanilya
50 gr bitter çikolata
limon kabuğu rendesi
 
Yapılışı: Sütü kaynama noktasına gelmeden ısıtın.Sıcak sütün içine tereyağı ve çikolatayı ekleyip eritin
Yumurta aklarını sarılarından ayırın..Yumurta aklarıyla sirkeyi kar haline gelene kadar iyice çırpın.
Ayrı bir kaptada yumurta sarılarını ve şekeri çırpın.Üzerine sütlü karışımı, un, kakao ,vanilya ve limon rendesini ilave edip, karıştırın .Daha sonra yumurta aklarınıda ilave ederek (yumurta aklarını fazla söndürmeden)karıştırın..Çok sulu bir kıvam elde ediceksiniz..Bu karışımı yağlanmış kalıba dökün ve 180 derece önceden ısıtılmış fırında 50 dk pişirin..
Soğuduktan sonra servis yapın..
 
Afiyet olsun :)

Herkese şeker tadında güzelliklerle gelen mutlu bir bayram diliyorum..
sevgiler..
 

11 Temmuz 2013 Perşembe

zerdeçallı buğday çorbası





Çorba içmeden sofradan kalktığımda sanki doymuyormuşum gibi geliyor,o yüzden hem kışın hem yazın çorba soframızdan eksik olmuyor..Ama benim çorbam kesinlikle kaynak olmalı ve ben üfleye üfleye içmeliyim ..:)Tabi bu durum yazın sıkıntı yaratıyor .İçtiğim kaynak çorbadan sonra , yemeğe 10 dk.ara verip bana basan sıcağın geçmesini bekliyorum..:))Yoğurtlu çorbaları yaz mevsimindeysek tabi, kaynatmadanda ılık, soğuk hiç farketmez çok seviyorum..Bu çorbaya da son zamanlarda bir hayli dadandım diyebilirim..Yapımı çok kolay ama hem çok lezzetli hemde çok sağlıklı bir çorba..
 
Malzemeler
 
1 Su bardağı buğday
1 Su bardağı yoğurt
4-5 diş sarımsak
2 çay kaşığı zerdeçal
9 bardak su
tuz
yağ

Yapılışı:Öncelikle bir gece önceden buğdayları ıslatıyoruz.Islatılmış buğdayları pişene kadar suda haşlıyoruz.Ayrı bir kapta sarımsaklı yoğurt hazırlıyoruz..Yoğurdu, sıcak olan haşlama suyundan alıp biraz inceltiyoruz..Daha sonra yoğurt karışımını da tencereye döküyoruz.Çorbamız kaynamaya başlayınca, tuzunu atıp 2-3 dk daha kaynatıyoruz.Ocağın altını kapadıktan sonra zerdeçalı ve istediğiniz kadar yağı ekleyip ,çorbamızın yapımını bitiriyoruz..
Afiyet olsun..

8 Temmuz 2013 Pazartesi

doğum günüm

Cuma günü doğum günümdü ve benim için bol süprizli bir gün oldu..Sabah eşimin süprizinden sonra 2.süprizi bana, evimin heryerini misler gibi kokutan lilyumlar yollayarak canım dostum Didemim ve eşi canım Hemşom yaptı ..Hemşom yani Yusuf eşimin can dostudur..Evlendikten sonra bizde Yusufun eşi Didemle tanıştık ve bizde dost olduk ..İnsanın karşısına kalbinin uyduğu ,fikrinin uyduğu, düşünceli ,anlayışlı, sevgi dolu ,iyi gününde, kötü gününde herzaman yanında olan insanlar kolay çıkmaz ..Bu yüzden ben ve eşim böyle değerli dostlara sahip olduğumuz için çok şanslıyız..




Eşim o akşam Floryaya gider dışarda yemek yeriz dedi..Benimde aklıma hemen kardeşim ve eşi Floryada çalıştıkları için onlarda yemek yiceğimiz yere gelip bana süpriz yapıcaklar diye geçti..Ama eşim eve gelince Beyoğlunu bilenleriniz varsa Hacı Baba restorantına gideriz dedi..Ben çok severim orayı..Harika mezeleri ve hünkar beğendisi vardır. Yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim..Ben bu arada kafamda kurmaya devam ediyorum "Herhalde Burcuyla Mustafa gelemiycek diye taksime gidiyoruz"diye.
Neyse Beyoğluna gittiğimizde eşimle biraz yürüyelim dedik, epeydir beyoğluna gitmemiştik..Ama bizim yürüyüş biraz uzayınca ben hem yoruldum, hemde acıktım..Hadi gidelim diyorum, eşim biraz daha yürüyelim diyor.Aynı noktadan 10 kere geçmişizdir herhalde :)Çok acıkmışımki hiç aklıma gelmiyor neden sürekli burda dolanıyoruz diye:)) En sonunda aaa yeter hadi gidelim deyince, sen Hotiçten bir ayakkabı istiyordun hadi oraya bakalım deyip, söylenmelerimi durdurdu.Meğersem ayakkabı bakmak bahaneymiş çünkü eşim beni aslında Hacı Babaya değilde Pera Teras Restoranına götürücekmiş ama hangi sokağa girmemiz gerektiğini unutmuş, kıyamam ben ona:)))Neyse ben hotiçe girdim ayakkabılara daldım ,eşimde elinde telefonla birileriyle konuştu (kardeşimle konuşup sokağı sormuş)Sonra yanıma gelip hadi gidelim diyor ,olmaz ayakkabı deniycem diyorum ,yarın başka mağazasına gider orda denersin diyor :))İyi hadi dedim çıktık yola, ama eşim beni başka bir sokağa soktu..Ne işimiz var burda diyorum bişeye bakıcam diyor ,ben tabi söylenmelerimi arttırdım söylene söylene restoranın önüne geldik..Kapıdan içeri bir girdimki kardeşim ,eşi, teyzem ,kuzenim ,annem ,babam hepsi masada oturmuş beni bekliyorlar ....Nasıl sevindiğimi anlatamam .1 haftadır bu günü planlamışlar ve bana çaktırmamak için çok uğraşmışlar ..Hayatım boyunca geçirdiğim en güzel doğum günlerinden biriydi .. ..Harika bir fasıl yaptık,sevdiklerimle hep beraber, eğlendik ,güldük ,oynadık .umarım yeni yaşım hep böyle geçer .:)







5 Temmuz 2013 Cuma

iyiki doğdum ben:)

 
31 Yıl önce bir ramazan günü akşam saat 8:30 da açmışım gözlerimi 3kilo 750 gr olarak :))Resimde gördüğünüz bende 1,5 yaşındayken..
Üzerinden 31 yıl geçmiş ..Yıllar bukadar çabuk geçmese ,zaman arada bir dursa, biraz yerimizde saysaydık fena olmazdı dimi :))
Bu salı doktora gitmiştim, bana yaşımı sordu, 29 dedim :))Doktorda  bana 31 olmayasın dedi gülerek :))Şaşırdım, ben 31mi oldum dedim ..Beynim kendini öyle şartladığı, 31 olmayı kabul etmediği için sanırım ben 29 da takılı kaldım :))
Aynı canım teyzem gibi:))40 yaşına girdi, üzerinden geçen 10 yıl boyunca her sorduğumuzda, 40 yaşındayım derdi :))Şimdide 7 senedir 50:)) Bu huyumu teyzemden aldığım kesin:))
Bu sabah uyandığımda saat 11'i geçiyordu.. Kendi kendime bugün senin doğum günün uyuyarak geçirmiyceksin dimi, uyan dedim:))Hemen kalktım.. Gözlerim yarı kapalı ,eşimin güzel çiçekleriyle güzel hediyelerini ama en önemlisi benim için yazdığı o güzel notu gördüm..Gözlerim işte ozaman açıldı  :))
 
 


 
Sizlerden uzun bir zamandır ayrıyım canım dostlarım..Kardeşimin düğünü ve benim bazı sağlık sorunlarım yüzünden eğeydir ayrı kaldım..Bunları size anlatıcam ama bir dahaki postumda..Bugün güzel bir gün ve artık iyi olduğum içinde beni üzen sağlık sorunlarımı bugün anlatmak istemiyorum... Beni merak eden tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim sizleri çok özledim..
Sağlıkla ve sevdiklerimle geçirceğim daha nice güzel yıllar diliyorum kendime..:))

 

20 Şubat 2013 Çarşamba

Derya'nın dünyasından hediye

 
 

Bugün harika bir hediye aldım ,şuan nekadar mutlu olduğumu anlatamam..:))
Gribimi eşime geçirdiğim için bugün eşim evde :))Bende ingilizce kursum olduğundan sabah kursa gittim..Geldiğimde ayakkabılığın üzerinde bir kargo paketi vardı..Önce bakmadım kargo beklemediğim için eşime gelmiştir diye düşündüm.. Sonra eşim paket sana gelmiş deyince, şaşırarak paketi elime aldım.Şaşkınlığım dahada arttı çünkü, alıcı kısmında benim adım, gönderici kısmında  da Derya'nın Dünyası yazdığını gördüm :))
Geçen hafta" Derya'nın Dünyasında "sevgililer günü hediyesi olarak üzerinde,sizinle birlikte ,eşinizin veya sevgilinizinde  isminin yazılı olduğu kupalardan hediye edeceklerini söylediklerinde ,bende hemen mail atmıştım ama sonra kazananları açıkladıklarında, kazananlar arasında benim adım yoktu..Çekilişlerde zaten şanssız olduğumu bildiğim için,  çıkmaması  beni çokta şaşırmamıştı açıkçası :))Yani anlıyacağınız bu hediyeyi beklemiyordum..
İlk kez böyle bir hediye alıyorum :)Benim hediyem fincan değil ama çok güzel bir tişört.Kendi boyadıkları bu değerli hediye için Sevgili Derya BAYKAL 'a  çok teşekkür ediyorum :))

18 Şubat 2013 Pazartesi

Ayvalı Tart


Bu haftaya güzel bir tatlı önerisiyle başlamak istedim..
Geçen hafta kayınvaldemin misafirleri vardı..Kayınvaldem de evde olan ayvalarını haşlayıp püre yapmış ve acaba bu ayva püresiyle misafirler için bişeyler yapsak mı diye bana sordu.. "Bir kase  Lezzet " bloğu sahibi çok sevgili Ayşe ablamın ayvalı tart tarifi geldi hemen aklıma ve tarifi kayınvaldeme verdim..
Ben hasta olduğum için yapılışına şahit olamadım ama tadına bakarak o müthiş lezzetine şahit oldum :))Ayva ve fıstıklı pudingin birbirine bukadar çok yakışacağı hiç aklıma gelmezdi..Hem hafif hem lezzetli olan bu tart misafirlerdende bendende tam puan aldı.. Rejimde olduğum için sadece tadına bakıyım dediğim tarttan 2 dilim yedim:))Yetmedi eve gelirkende birkaç dilim alıp geldim:))İyikide rejimdeyip diyip güldüm kendi kendime:))Tatlı en zayıf noktam :))
Kayınvaldemdeyken misafir telaşından sofranında ,yaptığı güzel yiyeceklerinde resmini çekmek hasta hasta hiç aklıma gelmedi ancak ertesi gün evde eşimle, çayımızın yanına turtalarımızı alınca resim çekmeyi akıl edebildim..Bu lezzetli tarifi bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederim Ayşe ablacım:)
Sizde bu güzel lezzeti tatmak isterseniz tarifine Bir kase Lezzet bloğundan (buradan) ulaşabilirsiniz..
Herkese keyifle geçirceğiniz güzel bir hafta diliyorum...

15 Şubat 2013 Cuma

yaz gelsin hastalıklar bitsin...

3 ay sonra kardeşim evleniyor o yüzden hazırlıklarımız başladı.Günlerim biraz yoğun geçiyor.Annemle bu alışveriş merkezi senin, bu çarşı benim diyip dolaşıp duruyoruz..Birde bu tempoya sporu ekledim..İstediğim elbisenin içinde güzel olabilmek için rejime girdim:)) Boğazımı tutabilsem iyiydi ama çok uygulayamadığım için son çare spora başvurdum ve bir spor salonuna yazıldım..Sadece 7 gün gittim 8.gün boğaz ağrısı burun akıntısı başladı Hemen ilaca başladığım için çok şükürki yatırmadı ama hiç halim yok..Spor beni bozdu sanırım alışık olmayınca  :))Ama azimliyim bir iyileşiyim düğüne kadar kesin kilo vericem :))




Bu arada fırsat buldukça yeni tarifler denemeye, kitap okumaya,elimde sürüklenen boyunluğumu bitirmeye çalıştım ve sonundada bitirdim..:)))


 Bugünde gelmesini beklediğim D&R kargom geldi:))Okunmayı bekleyen kitaplarım dahada çoğaldı..Bakalım nezaman okunucaklar..

Herkese musmutlu geçirceğiniz  güzel bir hafta sonu diliyorum..

27 Ocak 2013 Pazar

Sebze Çorbası

Bu soğukta eşim GS maçına gitmişken bende sıcacık evimizde ayaklarımı uzatmış oturuyorum..Bu soğuk hafta sonu akşamında içinizi ısıtması dileğiyle sizlerle sıcacık ,sağlıklı ve çok lezzetli bir sebze çorbası tarifi paylaşmak istedim.Bu çorbayı geçenlerde kayınvaldemde içmiştim .Tadı çok hoşuma gidince bu haftada kendim deneyip yaptım...
 
 
 
Malzemeler
 
6 su bardağı tavuk suyu
12 adet kurutulmuş domates
1 adet havuç
1 adet ufak boy kereviz
1 adet ufak boy brokoli
1 adet soğan
5-6 diş sarımsak
1 parmak büyüklüğünde taze zencefil
1/2 limon suyu (ekşiyi sevdiğimden ben 1 limon kullandım )
Tuz
 
 
Yapılışı:  Öncelikle kurutulmuş domatesleri yumuşayana kadar haşlıyoruz ..Haşlanan domatesleri rondadan geçirip küçük parçalara bölüyoruz...Daha sonra soğan ,sarımsak havuç ,kereviz ve brokolileri ( çiçek kısımlarını) minik minik doğruyoruz ..Tencerenin içine domatesleri, doğranmış sebzeleri, tavuk suyunu ve tuzunu koyup sebzeler yumuşayana kadar pişiriyoruz .. Suyu yeterli gelmezse üstüne kaynamış suda ilave edebilirsiniz..En son limon suyunu ekleyip taze zencefili rendeliyoruz ve  1-2 dk daha kaynattıktan sonra tencerenin altını kapatıp sıcak sıcak içiyoruz:))
Afiyet olsun..
 
 
 
 
 
 

22 Ocak 2013 Salı

Pırasa Tavası

Benim eşim pırasa sevmediğinden evde pırasa yemeği pişiremiyorum .
Sadece salatalara çiğ olarak doğrayıp pırasa tüketiyoruz..Eşim o zaman pırasa yediğini anlamıyor ve pırasayı, taze soğan sanıyor :))Bende hiç sesimi çıkarmıyorum  ..:))
Bu tarifide ,geçenlerde TV kanallarını dolaşırken ilk kez karşılaştığım Emine Beder'in programından öğrendim..Söylenilene göre pırasa sevmeyenlerin bile yiyebileceği bir yemekmiş..
Bakalım TV de söylenen gibi pırasa sevmeyende yermi acaba diye tarifi denemek istedim.
Eşim çok beğendi börek gibi olmuş dedi ..İçinde pırasa olduğunu anlamadı tabi.:))Yemeğini bitirdikten sonra içinde pırasa vardı dedim :)Baştan söyleseydim ağzına bile sürmezdi o yüzden yemeğini bitirdikten sonra söyledim..Önce bir şaşırdı sonra ,o zaman pırasayı hep böyle yaparsan yerim dedi :)))
Bu tarifi içinde yumurta olduğu için sabah kahvaltıda bile yiyebilirsiniz ..Öğle yemeğinde ,çay saatinde ,akşam yemeğinde tercih size kalmış..






Malzemeler

2 orta boy patates
2 orta boy havuç
3 adet pırasa
2 yumurta
2 yemek kaşığı un (orjinal tarifte mısır unu vardı )
3-4 kaşık sıvı yağ
tuz karabiber kırmızı biber


Yapılışı:  Öncelikle havuç ve patatesleri rendeleyip pırasalarıda incecik halkalar halinde doğruyoruz ..Daha sonra tüm malzemeleri derin bir kapta birbirine iyice karıştırıyoruz..





Tavaya sıvı yağ koyup karışımı tavaya iyice yayıyoruz..İçininde pişmesini istediğimiz için tavanın kapağını kapatıp, kısık ateşte her iki tarafınıda kızarana kadar pişiriyoruz ..
Afiyet olsun..







11 Ocak 2013 Cuma

Ortaya karışık



Yılbaşının ertesi günü kardeşim ,nişanlısı ve eşimle  13:30 seansında Marmara forumun sinemasındaydık ..Hint filmlerini sevmememe rağmen Milyonerden sonra beğendiğim ikinci Hint filmi oldu ..Hayatta kalma mücedelesiyle birbirine tutunan kaplan ve 16 yaşındaki çocuğun hikayesi..Sıkılmadan izleyeceğiniz 3 boyutlu görselliği güzel olan bir film.. 11 dalda Oscar adayı olan bu filmi biz beğendik, sizde izleyin derim..

*********





Gelelim okuduğum kitaplara.Debbie Macomber'in tüm kitaplarını okumuş biri olarak "Gül Limanı Oteli"kitabınıda okumadan geçemedim ve diğer kitaplarını beğendiğim gibi bu kitabını da beğendim..Daha önceki kitapları yüncü dükkanına, örgü öğrenmeye gelen kişilerin hayatlarını anlatırken bu kitap adından da anlaşılacağı gibi otel sahibesinin ve konuklarının hayatlarını anlatıyor..Yazarın akıcı ve sade anlatımıyla kitap elinizde çabucak bitiyor..

Arka Kapak


New York Times Bestseller yazarı Debbie Macomberdan yürekleri ısıtacak yeni bir seri:

Jo Marie Rose, Sedir Koyuna yeni bir başlangıç yapmak ve biraz olsun huzura kavuşmak için gelir. Kocasının ölümünün acısını atlatmaya çalışan genç kadın, burada bir otel satın alır ve otelin adını değiştirip Gül Limanı Oteli koyar. Buranın yeni başlayacağı hayatı için doğru yer olduğunu hissetmektedir. Ancak otel ve ilk gelen konuklar, Jo Marieye beklediğinden çok daha büyük sürprizler yapacaktır.

***********








Daha sonra, çok konuşulan bir seri bitirdim.. Grinin Elli Tonu serisi..Kimisi çok beğenmiş kimisi hiç beğenmemiş..Bir kere en başta belirtiyim +18 lik 3 kitap..
Bu serinin en zorlayıcı kitabı ilk kitabıydı bana göre..İlk kitap yani" Grinin Elli Tonu" cinsel sahnelerin en bol olduğu kitap, hatta kitabın ikinci yarısında anlatılan öyle sapıkça sahneler vardı ki acaba okumasam mı diye düşünmedim değil..Ama kitap aynı zamanda, okuduklarınızın altında farklı şeyler yattığını hissettirdiği için yinede elinizden bırakmak istemiyorsunuz..İlk kitap kafanızda bir sürü soru işaretiyle bitiyor ve ikinci kitaba hemen başlamak istiyorsunuz ki nitekim ben öyle yaptım ..
İkinci kitap yani" Karanlığın Elli Tonu "ve özellikle üçüncü kitap olan " Özgrülüğün Elli Tonu"nda  ilk kitaba göre cinsel kısımlar daha az anlatılmış ..
Asıl  hikaye, Karanlığın Elli tonuyla başlıyor diyebilirim ..Bu kitapla başlayıp okuduğum herşey aşktan ibaretti bana göre..

Yazarın çok yalın çok akıcı bir anlatımı olduğu için çok hızlı okuyorsunuz kitapları..
Çok kötü bir çocukluk dönemi geçirip, annesi tarafından hiç sevilmemiş , ergenlik döneminde sapıkça ilişkilere yönelmiş ,sevmeyi bilmeyen  genç bir adam ve henüz üniversiteyi yeni bitirmiş, genç, masum bir kız var hikayede ve birbirlerine duydukları aşk, fedakarlıklar üzerine kurulmuş bir birliktelik...  

Erotik bölümleri biraz abartılı bulsamda asıl anlatılmak istenilenin aşk olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden bu seriyle ilgili söylenen olumsuz yorumlara  katılmıyorum..İlk kitabıyla bunu düşündürtüyo olmasına rağmen  kitap bittiğinde sadece hikayenin etkisinde kalıyorsunuz..Birbirlerine yolladıkları mesajları, aralarındaki çekişmeleri inatlaşmaları okumak gerçekten en keyif aldığım bölümlerdi 
Kendimi öyle bir kaptırdımki ,elimden bırakmadan 3 kitabı 10 günde bitirdim :) Daha önce hiç bukadar hızlı kitap okuduğumu hatırlamıyorum :))Bittiğinde biraz üzüldüm ve kitabın etkisinde kaldığım için üzerine nerdeyse 15-20 gün başka kitap okuyamadım :)

Arka Kapak

Grinin Elli Tonu

Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Greyle röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ananın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır...

Greyin sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christianın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder.


Karanlığın Elli Tonu 


Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...
Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.
Ruhu yaralı genç girişimci Christian Greyin karanlık sırlarının yıldırdığı Anastasia Steele, ilişkilerine son noktayı koyup bir yayınevinde çalışmaya başlar.
Ama Greye duyduğu karşı konulmaz çekim hâlâ etkisini sürdürmektedir. Grey yeni bir teklifle gelince ona karşı koyamaz. Nihayet her şey daha iyiye gidiyor gibi göründüğü sırada birden geçmişin hayaletleri ortaya çıkar. Anastasia, sorunlu, hırslı ve talepkâr Elli Tonun sinir bozucu geçmişi hakkında, tahminlerinin çok ötesinde şeyler öğrenir ve ilişkileri bir kez daha tehdit altına girer.
Grey içindeki şeytanlarla savaşırken, Ana da hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalır. 
Ve bu kararı tek başına vermelidir...



Özgürlüğün Elli Tonu


Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...

Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

Anastasia Steelein ne istediğini bilen, göz alıcı iş adamı Christian Greyle tanışması, her ikisinin de hayatlarını geri dönülmez biçimde değiştiren şehvetli bir ilişkinin kıvılcımını çakmıştır. Christianın sıra dışı zevkleri karşısında şoka uğrayan, ondan hem hoşlanan hem de korkan Ana, daha derin bir bağlılık istiyordur. Onu yanında tutmaya kararlı olan Christian, bunu kabul eder. 

Şimdi her şeye sahiptirler; aşk, tutku, yakınlık, servet ve sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya. Ana, Greyi sevmenin kolay olmayacağını ve beraberliklerinin her ikisinin de tahmin edemeyeceği zorluklar getireceğinin her zaman farkında olmuştur. Anastasianın kendi benliğinden ve bağımsızlığından ödün vermeden Greyin yaşam stiline uyum sağlamayı öğrenmesi, Greyinse kontrol dürtüsünü aşması ve kendisini altüst eden fırtınaları arkasında bırakması gerekmiştir. 

Ama geçmişle hesapları henüz kapanmamıştır. Tam her şeye sahip gibi göründükleri bir anda, talihsizlik ve kader bir araya gelip Ananın en korkunç kâbuslarını gerçeğe dönüştürür...


Okuyup okumamak size kalmış ama bence okuyun :))

HERKESE GÜZEL BİR HAFTA SONU DİLİYORUM ..

2 Ocak 2013 Çarşamba

Sevgili arkadaşım Şirin Tariflerde çekiliş varrrr :))


Her nekadar çekilişlerde şansız olup katılmama kararı alsamda, arkadaşlarımın çekilişlerini asla kaçırmam. ;)
Şirin tarifler bloğunun sahibi canım arkadaşımın bu güzel çekilişine sizde katılmak isterseniz buraya tık tık ...

Aynı zamanda arkadaşımız Ahudemde yarışıyor ve kazanmyı hakettiğine inandığım şirinemi sizde desteklemek isterseniz
http://www.ahudem.com/yarisma/ahudem-blog-odulleri-2013.html#oyla linkine tıklayıp  sirintarifler.blogspot.com adresini oylamanamız yeterli ...
Şirineme bol şans diliyorum..